OSMAN BEY


OSMAN GAZİ KİMLİK: Adı: Osman Gazi Mahlas ve lakapları: Fahreddin, Gazi, Kara, Osmancık Padişahlık sırası: 1 Doğum tarihi: 1Ağustos 1258 ? Doğum yeri: Söğüt ? Babası: Ertuğrul Gazi Annesi: Halime Hatun Dedesi: Gündüzalp / Süleymanşah Ninesi: Haymeana Kardeşleri: Ağabeyleri Saru Batu Savcı Bey ve Gündüz Bey Zevcesi: Bala Hatun ve Mal Hatun Çocukları: Fatma, Melik, Hamid, Savcı, Orhan, Alaeddin Ali,Çoban, Pazarlu Aşiret reisi olduğu tarih: 1281 Uc beyi olduğu tarih: 1289 Bağımsız devlet reisi olduğu tarih: 1299 Saltanatının süresi(devlet reisi olarak): 25 yıl (1299-1324) Saltanatının sonu: 1324 Tahttan ayrılma sebebi: Oğlu Orhan lehine feragat / ölüm Ölüm tarihi: 1324 Ölüm sebebi:Felç / Nikris Öldüğü yer: Söğüt / Bursa ? Türbesi: Bursa, Hisar içinde Osmaniye meydanında Gümüşlü Kümbet Sonra gelen bey: Oğlu Orhan Gazi Fethettiği alan:16 bin km2 (Babasının bıraktığı miras: 5 bin km2 /Domaniç-Söğüt) Soy: Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyuna mensup OSMAN BEY’İN SİYASİ BİR ŞAHSİYET KAZANMASI Osman Bey, dünya tarihinde; teşkilat, toprak hakimiyeti, kuvvet ve kudret, adalette en ileri, İslam Medeniyeti tarihinde ise; bu medeniyeti zirveye çıkarmış olan Osmanlı Devleti’nin kurucusudur. Ertuğrul Gazi’nin oğullarının en küçüğü olan Osman Bey, cesareti, mertliği ve ahlaki meziyetleri ile Kayı boyuna bey olacak kudret ve vasıfta görüldü.23 yaşlarında beyliğe getirilen Osman Bey, babasının son günlerinde de beyliğe vekalet etmekte idi. Dünyaya altı asırdan fazla hükümranlık süren, cihanın en büyük devletine ve milletine adını veren Osman Bey, beyliğin ilk devirlerinde Kastamonu uc beylerinden Çobanoğulları’na bağlı bir boy beyi idi.Çobanoğulları da Selçuklu sultanına, sultan da İran’daki İlhan’a bağımlı idi.Kastamonu Beyi Çobanoğlu Ali Bizans’a karşı yapılan gaza hareketlerini gevşek tuttuğu halde, Osman Bey bu ucun en ileri hattında faaliyet göstermekte ve gazaya şiddetle devam etmekte idi.Bu durum Osman Bey’in dışarıdan gelen gaziler ve alplerin onun bayrağı altında toplanmasına, daha da kuvvetlenmesine sebep oldu.Dolayısıyla uctaki gazi savaşçıların gerçek lideri haline geldi. Fakihlerle beraber ahiler de, fethedilen toprakların düzenlenmesinde uc beylerinin başlıca yardımcılarıydılar.Onlar hinderlanddaki İslami merkezlerin idari ve kültürel özelliklerini uclara taşıdılar.Babai dervişlerin en saygılı kişisi Vefaiyye halifelerinden Şeyh Edebali, Osman Bey’e teberrükte bulunmuş, gaza önderliği beşaretini vermiştir.Eskişehir civarında İtburnu mevkiinde tekkesi bulunan Şeyh Edebali, o havalinin en itibarlı ve sözü geçen ulularındandı.Osman Bey’in, uclardaki Türkmenler arasında büyük bir nüfuza sahip olan ahi reisi Şeyh Edebali’ye yakınlık sağlaması (Bala Hatun ile evliliği), başta ahiler arasında olmak üzere, uclardaki liderliğini meşru bir hale getirdi.Osman Bey’in bu “gazi” liderliğini ele alarak uc ananesini ve daima gazayı şiar edinmesi, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun dinamik unsuru olmuştur. İslamın gaza ve cihad ilkelerinin, müslümanlığın çıkış noktasından hayli kuzey ve batıda bin yıllık hrıstiyan topraklarında, saf, temiz, ard düşüncesiz, “kuru cihangirlik davası” gütmeden hayatını geçiren mütevazi Osman Bey, harikulade stratejik dehasıyla Bizans topraklarının o zamanki anarşisinden ve terk edilmiş durumundan yararlanarak adeta kimseye hissettirmeksizin arazisini yavaş yavaş genişletmeye başladı. Bir cihan devleti olarak tarih sahnesinde yer almış olan Osmanlı İmparatorluğu, Batı Anadolu’nun kuzey kesiminde küçük bir beylik halinde ortaya çıkmıştır. Osman Bey’in ortaya çıkışında 13.yüzyılın ikinci yarısında Selçuklu Anadolusu ile Bizans Anadolusu’ndaki siyasi gelişmelerin önemli rolü olduğu açıktır.Bizans İmparatorluğu, Avrupa’da Slav devletleriyle yaptığı mücadele sonunda küçülürken, Anadolu’da Bizans sınırında bir uc beyliği olarak kurulan Osmanlı Devleti doğuyordu.Bizans, gerek merkezde çeşitli gazilerle gerek Batı Anadolu’da Germiyanoğulları ve onlara bağlı sahil beylikleriyle uğraşmakta olan Bizans, uzun yıllar Osmanlılara karşı harekete girişmediler.Esasen, daha büyük Türk beylikleriyle devamlı mücadele halinde olan Bizans için Osmanlı Beyliği büyük bir önem taşımıyordu.1321’de patlak veren iç savaşa, saltanat mücadelelerine kadar Avrupa’da uğraşan Bizanslılar, Osman Bey ile ilgilenmediler.Ayrıca fethedilen yerlerdeki hrıstiyan halk “zimmet” statüsünde yerlerinde bırakılıp korunmaya alınması Osman Bey’i mücadelesinde muvaffak olmasına sebep olmuştur. Türk mâşeri dehasının devlet kurma ve teşkilatlandırmadaki emsalsiz kabiliyetini temsil eden Osman Bey’in mütevazi beyliği Bizans ucunda düşmanla sürekli iç içe bulunarak müthiş bir dinamizm kazanmıştır.Osman Bey, Bizans’la mücadelesinde çok etkili bir strateji takip etmiş, Marmara ile Karadeniz arasındaki kesimi kontrol altına almış, yönetim merkezi, arazi ve hareket yönüne göre sürekli değiştirmiş, böylece de sağlam bir yapı oluşturmasını bilmiştir.İznik İmparatorluğu’nun 1261’de İstanbul’a nakliyle Bitinya (Bursa, Bilecik ve İzmit havalisi) bölgesindeki idare gevşemiş ve bu havalideki Rum beylerinin İstanbul ile alakalarının zayıflaması Osman Bey’i faaliyete sevketmiş ve hudut üzerindeki yerleri almaya başlamıştır. 1284-1288 dönemi Selçuklu Anadolusu’nda bir kargaşa dönemidir.Moğollarla, Selçuklu ve Anadolu Beyliklerinin mücadelesi vardır.Osman Bey’in 1288’den itibaren ucda Bizans’a karşı gittikçe artan fetih hareketlerini gerisinden önleyecek bir güç yoktur.Osman Bey’in komşusu güçlü Germiyanlılar, Orta Anadolu olaylarıyla oyalanmakta, İlhanlı tehdidi altında Osman Bey’e karşı harekete geçecek durumda değildir ve Osman Bey’i Moğollardan ayıran bir yastık devlet durumundadır.Selçuklu sultanı gücünü tamamıyla kaybetmiş bulunmakta ve Moğol hanları kendi aralarında taht kavgaları ve Anadolu’ya gönderdikleri askeri valilerin isyanları ile uğraşmaktadırlar.1299-1300 yıllarında İlhan, Sülemiş’e karşı Anadolu’ya birbiri arkasından ordular göndermek zorunda kalmıştır.Moğol kontrolünün zayıflamasından yararlanan Osman Bey ve tüm diğer uc beyleri Bizans şehirlerine karşı genel bir fetih hareketine geçmişlerdir. OSMAN GAZİ KRONOLOJİSİ -1284 yılı:Konya Selçuklu Sultanı, o sırada Osman Bey’in fiilen tasarruf ettiği Domaniç ve Söğüt’ü bir fermanla resmen mülk/ikta olarak tevcih etti. “Nasrüddin Ebu’n-Nasr Osman Şah” hitabıyla gönderilen menşur, Kur’an-ı Kerim’den “Ya Rabbi, hükümdarlığı istediğine verirsin.”(Ali İmran 3/26) ayetiyle başlamaktadır.Selçuklu Sultanı, kendi konumundan “Zillullahi fi’l-Arz” (Allah’ın yeryüzündeki gölgesi) diye söz etmekte, Müslümanların Halifesi olduğunu belirtmektedir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda birinci aşama olarak Osman Bey’in hareket üssü Domaniç ve Söğüt’tür. -1284 yılı: Kayıhanlı aşireti ve oymaklarının Domaniç yaylasına gidiş gelişlerinde zarar veren İnegöl Tekfuru, Osman Bey’in nüfuzunun günden güne arttığını ve bu durumun tehlike arzettiğini ileri sürerek komşu tekfurları Osman Bey’in aleyhine teşvik ediyordu. Bunun üzerine İnegöl’ün zabtına karar veren Osman Bey, bir miktar kuvvet ile kaleyi almak için yola çıktı.İnegöl Tekfuru’nun Ermenibeli’nde pusu kurduğu öğrenilmesine rağmen bu kuvvetli düşman ile çarpışmaktan çekinilmedi.Osman Bey, Ermenibeli’nde cereyan eden şiddetli çarpışmada ağabeyi Saru Batu Savcı Bey’in oğlu Bayhoca’yı kaybetti.Kayıhanlılar’ın elde ettikleri ilk zaferdir. -1285 yılı:Ermenibeli muharebesinde istediği başarıyı elde edemeyen Osman Bey, İnegöl’e yakın bir mesafedeki Kulacahisar kalesini bastı, ahalisini teslim aldı ve kale zaptedildi. Kayıhanlılar’ın gerçekleştirdikleri ilk fetihtir. -1287 yılı: Kulacahisar’ın kaybı İnegöl Tekfuru’nun Karacahisar tekfuru ile ittifakına yol açtı.Bu müttefik Tekfurlar ile Kayıhanlı kuvvetleri arasında Domaniç İkizce/Alçay mevkiinde yeni bir muharebe vuku buldu.Düşman bozguna uğrayarak kaçtı ise de Osman Bey’in ağabeyi Saru Batu Savcı Bey, Domaniç/Karaköy-Küçükköy-Çokköy arazileri arasında kalan bu İkizce/Alçay mevkiinde şehit düştü.Karacahisar Tekfuru’nun kardeşi komutan Kalanoz/Keloz da öldürüldü. -1288 yılı: Osman Bey, stratejik bir öneme sahip Karacahisar kalesi üzerine yürüdü.Uzun bir muhasaradan ve kaledekilerin müteaddit huruc hareketlerini kırdıktan sonra, nihayet harben zapta muvaffak oldu ve bir çok ganimet ve esir aldı.Karamanlı Dursun Fakih, Karacahisar’a ilk kadı tayin edildi.İlk hutbeyi okudu.Karcahisar’ın fethi Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda ikinci aşamadır.Osman Bey’i gazilikten uc beyliğine yükseltmiştir. -1289 yılı: Karacahisar’ın fethi üzerine Osman Bey, Anadolu Selçuklu Sultanı’ndan bir menşur ile resmen “Sancak Beyliği” ünvanını aldı.Selçuklu Sultanı tuğ, alem, tabl, nekkare, kılıç ile gümüş takımlı iyi cins at, yüz bin dirhem nakit ve gaziler için pek çok silah gönderdi.Karacahisar’ın yanı sıra Eskişehir, İnönü ve civarını, babasından miras kalan Domaniç-Söğüt’e ilaveten ikta olarak verdi. -1299 yılı: Sorkun, Göynük, Taraklı Yenice’si ve Mudurnu Harmankaya Tekfuru Köse Mihal’in klavuzluğu ile fethedildi. -1299 yılı: Osman Gazi’nin günden güne kuvvetlenmesi ve yeni topraklar elde etmeye başlaması Rum Tekfurları’nı oldukça tedirgin etmeye başladı.Rum Tekfurları Osman Gazi’yi Yarhisar Rum beyinin düğününe davet ederek o vesile ile kendisini öldürmek istemişlerdi. Fakat Harmankaya Tekfuru Köse Mihal, Osman Gazi’yi bu gizli plandan haberdar edince, tedbirli hareket eden Osman Gazi aldığı tertibat üzerine Yarhisar ile Bilecik’i fethetti.Bilecik uc beyliğinin merkezi oldu.Osmanlılar bundan sonra İnegöl’ü fethettiler.Bilecik, Yarhisar ve İnegöl’ün fethi Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda üçüncü aşamadır. -1299 yılı: Sülemiş isyanı sonucu III.Alaeddin Keykubat’ın kaçması üzerine ortada bir baş bulunmamasından dolayı Osman Gazi daha serbest harekete başladı.Ayrıca Selçuklu ulema ve ümerası Osman Gazi’nin etrafında toplanmaya başladı.Oğuzhan Töresince yapılan törenle Osmanlı Devleti’nin istiklali ilan edildi. -1301 yılı: Köprühisar, Yenişehir ve Yundhisar fethedildi.Yenişehir beyliğin hükümet merkezi, hareket üssü yapıldı. -1302 yılı: Osman Gazi, İznik havalisine doğru tehditkar bir durum alınca, ilk defa Bizans ordusu Osman’a karşı harekete geçirildi.Selçuklu Sultanı Süleymanşah’ın (1075-1086) payitahtı olup 1097’de haçlıların aldığı aynı zamanda Bizans’ın eski merkezi olan İznik’i Osman Gazi’nin baskı altına alması üzerine Bizans İmparatoru İznik’i kurtarmak için müttefik kuvvetler gönderdi.Müttefik Bizans ordusu Osmanlılarla ilk teması yaptı.Osmanlılar’ın Baphesus’ta (Koyunhisar) kazandıkları zafer, Osman Gazi’yi bölgede karizmatik bir bey durumuna getirdi.Türkmen beylikler dünyasında önemli bir şahsiyet olarak sivrildi.Türkmenler, tarihi bir şahsiyet olarak tarih sahnesine çıkmış olan Osman Gazi’nin bayrağı altında yoğun bir şekilde toplanmaya başladılar.Osmanlı Beyliği kesin olarak kuruldu.Bu muharebede Osman Bey’in yeğeni Aydoğdu şehit oldu. -1303 yılı: Marmara adası (Marmaracık) fethedildi. -1307 yılı: Kite ve Kestel fethedildi. -1307 yılı: İznik’in en mühim ileri karakolu olan Karahisar (Trikokiya) fethedildi.İznik-İzmit karayolu Osmanlılar’ın kontrolü altına girdi. -1308 yılı: Galios adası fethedildi. -1310 yılı: Koçhisar ve Kocahisar fethedildi. -1313 yılı: Lefke (Osmaneli), Mekece, Akhisar (Pamukova), Geyve, Lüblüce, Tekfurpınarı, Yenicekale, Önde ve Yanıkçahisar fethedildi. -1314 yılı: Bursa kuşatmasının başlaması -1317 yılı: Karatekinhisarı, Ebesuyuhisarı, Karacabey, Tuzpazarı, Kapucuk ve Keresteci kaleleri fethedildi. -1320 yılı: Osman Gazi, bu tarihten itibaren oğlu Orhan’ı kendisine vekil tayin etti. -1320 yılı: Sapanca ve Konurapa fethedildi. -1321 yılı: Mudanya ve Yalova fethedildi. -1323 yılı: Akyazı ve Ayanköy fethedildi. -1324 yılı: Karamürsel fethedildi. -1324 yılı: Osman Gazi vefat etti.Vasiyeti üzerine önce Söğüt’e sonra Bursa’da Gümüşlü Kümbet denilen yere defnedildi. OSMAN GAZİ’İN EŞKALİ ve ŞAHSİYETİ Orta boylu, gayet geniş göğüslü, yuvarlak çehreli, karayağız tenli, iri ve ela gözlü, iri kaşlı, koç burunlu, seyrek sakallı idi.Omuzları arası geniş idi.Ayakta dururken elleri dizlerini geçerdi.Vücudunun belden aşağısı, belden yukarısından büyüktü.Şan, şeref ve iyi ahlak sahibi, heybetli, cesur, cömert, kanaatkar, tatlı dilli, salih bir Müslüman kişiydi.Başına kırmızı çuhadan yapılmış Çağatay tarzında Horasan tacı giyerdi.İç ve dış elbiseleri geniş yenli idi.Gerek hususi kazancından gerekse ganimet gelirinden eline ne geçse infak eder fakirlere dağıtırdı.Fakirleri yedirip, giydirmeyi çok seven hayırseverdi.Hatta öyle ki bir fakir üstündeki elbiseye biraz dikkatlice baksa hemen çıkarıp ona hediye ederdi. Her ikindi vakti kendi hanesinde kim var ise onlara ziyafet verirdi.Üç günde bir yemek pişirterek fakirleri ve dervişleri yediren, çıplakları giydiren donatan, dul kadınlara daima sadaka veren bir şahsiyete sahipti. OSMAN GAZİ’NİN METRUKATI / MİRASI -Bir sarıklı bez, bir kaftan, bir çift çizme, bir zırh, bir kılıç, bir mızrak, tuzluk, kaşıklık, bir binek at ve bir koyun sürüsü -16 bin kilometrekare fethettiği memleketler OSMAN GAZİ’NİN KUMANDANLARI Turgut Alp, Konur Alp, Saltuk Alp, Hasan Alp, Gazi Abdurrahman, Akça Koca, Kara Mürsel, Aktimur/Akaş, Samsa Çavuş, Kara Ali, Taz Ali, Kara Tekin, Çandarlı Mevlana Kara Halil, Aydoğdu, Köse Mihal, Ağabeyi Gündüz Bey, Kardeşi Alaeddin, Hıdır Alp OSMAN GAZİ DEVRİ DİN ADAMLARI Karamanlı Şeyh Edebali, Karamanlı Dursun Fakih, Molla Hattab bin Ebu’l-Kasım Karahisari, Karamani Şeyh Muhlis Paşa, Aşıkpaşa, Elvan Çelebi, Ahi Hasan, Baba İlyas, Ahi Evren, Mahmud Abdal, Geyikli Baba, Kumral Abdal, Şeyh Mahmut, Ahi Şemsettin OSMAN GAZİ’NİN RÜYASI ve BALA HATUN İLE İZDİVACI Osman Gazi Anadolu’nun İslamlaştırılması faaliyetlerine katılan gönül sultanlarından ve ahilerinden biri olan Karamanlı Şeyh Edebali Hazretleri’nin sohbetlerine devam ederdi.Ziyaretlerinden birisinde, Şeyh Edebali Hazretlerinin dergahında misafir oldu. Kendisine tahsis edilen yerde, bir Mushaf-ı Şerif asılı idi.Osman Gazi hiçbir şey söylemedi ve herkes uyuyup, hane sessiz kalana kadar bekledi.Sonra abdest alıp, yüzü ve vücudu Mushaf’tan yana durup huşu ve huzurla , bütün geceyi saygılı bir şekilde geçirerek sabaha kadar el kavuşturup bekledi. Bir ara uykusu uyanıklığına galip gelerek, uyku ile uyanıklık arasında rüya aleminde gördü ki; Şeyh Edebali Hazretleri’nin koynundan bir ayın doğup kendi koynuna girdiğini, arkasından da kendi karnından büyük bir ağacın zuhur ederek dal budak saldığını ve bağlar, dereler içinde genişleyen bu ağacın Kostantiniyye cihetine de yayıldığını, alemi tuttuğunu gölgesinde nice dağların bulunup, nehirlerin aktığını, bir çok insanların kaynaştığını gördü. Osman Gazi rüyasını Şeyh Edebali Hazretleri’ne anlatıp ondan rüyayı tabir etmesini istedi.Şeyh Edebali kısa bir tefekkürden sonra ona: “Müjdeler olsun ey Osman ! Hak Teala sana ve senin evladına saltanat verdi. Bütün dünya, evladının himayesinde olacak, kızım da sana helal eş olacak.” deyip rüyasını tabir etti.Osman Gazi 1277 yılında Şeyh Edebali Hazretleri’nin kızıyla evlendi. OSMAN GAZİ’NİN OĞLU ORHAN’A NASİHATİ “-Ey oğul ! Her işten önce din işlerine dikkat et.Zira farizaya (farzlara) dikkat, din ve devletin güçlenmesine sebeptir.Din işlerini; dikkatli olmayan, itikadı bozuk ve doğru yoldan ayrılmaya yönelen, büyük günahlardan kaçınmayan, helala-harama dikkat etmeyen sefihlere ve ayrıca tecrübesiz kişilere bırakma, devlet idaresinde bu gibi kişilere iş verme!..Zira Yaratan’dan korkmayan, yaratılandan hiç korkmaz.Büyük günah işleyen ve bunu devam ettiren kimsede sadakat olmaz.Böyle kişilerin sadakati olsa ümmeti olduğu Peygamer-i Zişan’ın sadık tebliğatı üzere hareket eder de şer’i şerifin dışına çıkmazdı.Zulümden, bid’atten sakın.Zulme ve bid’ate teşvik edenleri devletinden uzaklaştır.Çünkü böyleleri seni zevale uğratmış olurlar.Daima cihad ile devletini genişletmeye çalış.Çünkü uzun zaman sefer olunmazsa askerin şecaatine; reislerin ve kumandanların bilgi, tedbir ve malumatına ağırlık ve noksanlık gelir.Böylece sefer işlerini bilenler ölür gider de yerine tecrübesiz kimseler gelir, bu yüzden de bir çok hatalar meydana gelir ki, bundan da devlet büyük zararlar görür. Beytü’l-malı koru ! Devletin servetini çoğaltmaya çalış !..Şer’i şerifin ölçüsüne göre sana ait olana kanaatle, ihtiyaçlarından ve gerekli olanlardan başka lüzumsuz yere telef etme, israftan kaçın.Askerinle, malınla gururlanma.Zira onlar Allah yolunda cihad için milletin işlerinin yerli yerinde görülmesi ve cihana adalet ve fazileti yayman için vasıtadırlar. Sadakatle Allah rızası için çalışan devlet erkanını koru!..Vefatlarından sonra böyle kimselerin çoluk-çocuğuna bak, ihtiyaçlarını karşıla !..Halkından hiç kimsenin malına tecavüz etme !.. Hakedenlere yardım ile iltifat elini uzat, böylelerinin yakınlarını sıkıntıdan kurtar...Askeri erkanı iyi koru !.. Alimler,fâzıllar, sanatkarlar, edipler; devletin bedeninin gücüdür.Bunlara iltifat ve ikramda bulun.Bir kemal sahibi işitince onunla yakınlık kur, dirlikler ver ve ihsan eyle !.. Hükümetinde ulema, fâzıl kimseler, erbab-ı maârif çoğalsın, siyaset ve din işleri nizam bulsun!.. Benden ibret al ki, bu diyarlara zayıf bir bey olarak gelip haketmediğim halde bunca inayet-i Celile-i Rabbaniye’ye mazhar oldum.Sen de benim yolumdan git ve bu Din-i Muhammedi’yi ve ashabını, başka sana tâbi olanları koru...Allah’(C.C.) ın hakkını ve kulların hukukunu gözet !.. Ve senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma.Ve adalet ve insafa riayet ile zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüste Allah’ın yardımına güven...Halkını düşman istilasından ve zulme uğratılmaktan koru !..Haksız yere hiçbir ferde layık olmayan muamelede bulunma !..Halkı taltif et, hepsinin rızasını kazan.” Ali Yıldırım (Domaniç Malumat Gazetesi)
Türkistan bozkırlarından göç eden Oğuz boyunun gün gelip cihana hakim olmasının sırrı; Saru Batu Savcı Bey’in hayatı, kişiliği ve şehadetinde yatmaktadır. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol